17 Temmuz 2012 Salı

%95 İ SUDAN OLUŞAN CANLI: DENİZANASI

%95 İ SUDAN OLUŞAN CANLI: DENİZANASI
Denizanaları hemen herkesin yakından tanıdığı, son derece ilginç canlılardır. Yapılarının %95’i sudan oluşan denizanalarının genelde pek bilinmeyen şaşırtıcı özellikleri vardır. 

Örneğin, bazı türleri ışık saçarak düşmanlarını yanıltır, bazıları ise vücutlarında öldürücü zehirler üretir. Hemen hemen bütün iklim koşullarında yaşamlarını sürdürebilen denizanalarının pek çok türü canlılar için tehlikelidir.

Saydam bir yapıları olan bu canlıların, vücutlarının alt kısımlarından uzanan dokungaçları vardır. Bazı türlerin dokungaçlarında zehirli bir sıvı bulunur. Denizanaları avlarını bu zehiri fışkırtarak yakalar, düşmanlarını da bu zehirle öldürürler. Zehiri olmayan denizanası türleri ise elbette ki savunmasız değildir. 

Bunlardan kimileri kendilerini korumak için ışık saçma özelliklerini kullanırlar. Düşmanlarından kurtulmak için planlı ve metodlu bir şekilde hareket eden bu canlıların düşmanlarından kaçarken bütün vücutlarında ışık yanar. Ancak düşman tam onları ısırmaya kalktığında çan görünümlü kısımlarındaki ışığı kapatırlar ve ışığı yanık kalan dokungaçlarını gövdelerinden ayırırlar. Böylece düşmanın dikkati dokungaçlara çekilmiş olur. Denizanaları da bu durumdan faydalanarak hemen oradan uzaklaşırlar. Güneşle temas ettiğinde kısa bir süre içinde kuruyup yok olan, neredeyse tamamı sudan oluşan bir canlı nasıl olup da kimyasal bir madde üretimi yapar? Veya nasıl olur da düşmanını yanıltacak taktikler geliştirebilir?

Denizanaları sadece peltemsi bir su kütlesidir, ancak çeşitli taktikler uygulayarak avlanmak, düşmanlarından kurtulmak gibi bilinçli davranışlarda bulunurlar. Bu bilincin ve çözümler üreten aklın denizanalarına ait olamayacağı çok açıktır. Tüm canlıları yaratan ve onlara bütün davranışlarını ilham eden Yüce Allah’tır. Bir ayette şöyle buyrulmuştur: 

"Göklerde ve yerde bulunanlar O’nundur; hepsi O’na ‘gönülden boyun eğmiş’ bulunuyorlar." (Rum Suresi, 26)
EVRİMİN AÇIKLAYAMADIĞI MUCİZE: BEYNİ OLMAYAN "CUBUZOA" TÜRÜ DENİZANALARI NASIL GÖRÜYOR?
Evrim savunucuları doğadaki yaratılış örneklerinin mükemmelliği karşısında her gün farklı bir alanda hezimete uğruyor. Bilimsel adları “Cubuzoa” olan ve görmek için beyne ihtiyaç duymayan deniz anaları da evrimcileri çıkmaza sokan yaratılış delillerinden biri… 

Derin mavi sular, Allah'ın sonsuz yaratma gücünün bir bölümünün sergilendiği büyük bir alemdir. Yunuslardan ahtapotlara, deniz yıldızlarından daha birçok örneğe kadar tüm deniz altı canlıları, tamamen suda yaşamak için yaratılmış özel vücut sistemlerine sahiptir. Bu canlılardan biri de bilimsel adı “Cubuzoa” olan "box jellyfish" türü bir deniz anasıdır.

Cubuzoa'larda Görme İşlemi Nasıl Gerçekleşiyor?
Bilimsel adı Cubuzoa olan "box jellyfish" türü deniz anaları olağanüstü kompleks gözlere sahiptir. Bilim çevrelerinde yankı uyandıran box jellyfishlerin 4 grup gözü vardır ve bu gözler rofalyum (rhopalium) adı verilen özel bir yapı içinde bulunur. Her bir rofalyumda ise altı adet göz vardır. Resimde yer alan şekil a'da rofalyum içindeki gözler görülmektedir. Sağda ve solda yer alan küçük kahverengi lekeler ve ortalarında ışığı algılamaya yarayan özel hücrelerin yer aldığı pigmentli çukurluklardır. Ortada alta ve üste bakar durumda konumlanmış olanlar ise kompleks yapılı kamera tipi gözlerdir. Bu gözlerin ikisi de retina, epitelyum ve göz merceği gibi gelişmiş gözlerde bulunan unsurlara sahiptir. Hatta daha büyük görünen ve aşağıyı işaret eden gözün parlak ışığa karşı kapanıp, karanlıkta açılan bir irisi de vardır. Şekil b'de 10 dakika kadar gün ışığına tutulan göz bebeğinin nasıl küçüldüğü, şekil c'de ise tamamen karanlıkta kalan göz bebeğinin nasıl büyüdüğü görülebilir. Bu yapılar ve özellikleri hiç kuşkusuz, Yüce Allah'ın yaratma ilminin delillerinden sadece birkaçıdır. Deniz anasındaki bu gözler, bilim adamlarını şaşırtacak derecede kompleks sistemlerdir.

İleri Görüş Yeteneği
Bilim adamları box jellyfish’in göz merceklerini çıkartıp incelediklerinde üstün bir yaratılış delili ile karşılaşmışlardır. Merceği oluşturan yapı, ışığın geçişi sırasındaki sapmayı düzelten bir yapıya sahiptir. En üstteki göz merceğinin algılaması mükemmeldir ve bir noktaya keskin bir şekilde odaklanabilmektedir. Ayrıca deniz analarının gözleri hiperoptiktir yani ileri görüş yeteneğine sahiptir! Çünkü uzak bir kaynaktan gelen ışık tek bir ışık algılayıcı üzerine odaklanmak yerine, retinanın tüm yüzeyine yayılarak aydınlatmaktadır. 


DENİZANALARININ GENEL ÖZELLİKLERİ
  • 3 milimetrelik çap uzunluğundan 2 metrelik çap uzunluğuna kadar oldukça farklı boyutlarda kalabalık bir familyaya sahip olan denizanalarının, yapılarının %95'ini su oluşturur.
  • Her ne kadar çoğu türü tehlikeli olsa da, denizanalarının faydalı yönleri de bulunmaktadır. Özellikle bilimsel araştırmalarda ve tıpta denizanalarından yararlanılmaktadır.
  • Her denizanası türü zehirli değildir. Ancak zehirli olmayan türlerin de kendilerine özgü savunma yöntemleri vardır. Bazı denizanaları kendilerini korumak için ışık saçma özelliklerini kullanırlar.
  • Denizanalarının en dikkat çekici özelliklerinden biri göz alıcı renkleridir. Ters çevrilmiş bir kase ya da çan görünümünde olan denizanalarının açık maviden turuncuya, kahverengiden pembeye kadar birçok farklı rengi bulunmaktadır.
  • Akciğerleri, solungaçları ya da herhangi bir başka nefes alma organları olmayan denizanaları, bu işlemi oldukça farklı bir şekilde gerçekleştirirler. Denizanalarının vücutlarını ve dokunaçlarını saran ve deri işlevi gören duvar çok incedir. Bu sayede oksijen molekülleri direkt olarak sudan iç organlara geçebilir ve karbondioksit molekülleri de vücuttan dışarı çıkabilir. Sonuç olarak denizanalarının tüm vücutlarıyla nefes aldıkları söylenebilir.
  • Saldırı anında planlı ve metotlu bir şekilde hareket eden bu canlıların düşmanlarından kaçarken bütün vücutlarında ışık yanar. Ancak düşman tam onları ısırmaya kalktığında çan görünümlü kısımlarındaki ışığı kapatırlar ve ışığı yanık kalan dokunaçlarını gövdelerinden ayırırlar. Böylece düşmanın dikkati dokunaçlara çekilmiş olur. Denizanaları da bu durumdan faydalanarak hemen oradan uzaklaşırlar.

“BEYNİ OLMADAN GÖREN DENİZ ANALARI”NA EVRİM TEORİSİ HİÇBİR AÇIKLAMA GETİREMİYOR!
Evrimi savunan bilim adamlarına göre bir deniz anası için gece mi gündüz mü olduğunu, hangi tarafının gölgede kaldığını, aşağısını ya da yukarısını belirleyebilmesini sağlayacak gözlerinin olması yeterlidir. Oysa box jellyfish oldukça iyi bir görme yeteneğine sahiptir. 
Evrimcilerin ilkel canlılar olarak adlandırdıkları deniz analarında çevre şartlarının gerektirdiğinden çok daha kompleks yapıda gözlerin bulunması, evrimciler açısından açıklanamaz bir durum ortaya koymaktadır. Daha dikkat çekici olanı da omurgalılarda görülen bu tip kompleks gözlerden elde edilen ileri düzeydeki verilerin, ancak beyin tarafından değerlendirildiğinde işe yaramasıdır. Ancak box jellyfish'in bir beyni yoktur! Bilim adamları şu an için deniz anasının, gözlerinden gelen bilgileri nasıl işlediği ve nasıl kullandığı hakkında bir bilgiye sahip değildir. Açıkça ortada olan tek gerçek; box jellyfish'in kompleks göz yapısının evrimle ortaya çıkmadığıdır. 

Deniz anaları Kambriyen Dönemi adı verilen son derece dar bir zaman aralığında ve hiçbir evrimsel atası bulunmaksızın ortaya çıkmıştır. Deniz yıldızı, deniz anası gibi pek çok kompleks omurgasız canlı, günümüzden yaklaşık 530 milyon yıl kadar önce yaşanan bu devirde, hiçbir sözde evrimsel ataya sahip olmadan, birdenbire ortaya çıkmışlardır; ki bu durum, Darwinist teoriyi en baştan geçersiz kılmaktadır.


Açıktır ki box jellyfish'in göz yapısı Allah tarafından üstün bir ilimle yaratılmıştır. Bu gözlerde öylesine kusursuz bir düzen vardır ki, bunun yanında "tesadüf" olasılığını düşünmek tamamen akıl ve mantık dışıdır. Box jellyfish'in gözü, diğer tüm yaratılış mucizeleri gibi, bizlere Rabbimiz’in kusursuz bir yaratma gücüne sahip olduğunu gösteren delillerdendir. Allah'ın sonsuz bilgisinin, aklının ve kudretinin bir tecellisidir. Kainatın hangi noktasına bakılırsa bakılsın Allah’ın muhteşem yaratışı görülmektedir. Bu gerçek, Kuran'da şöyle bildirilmiştir: 

"O, biri diğeriyle 'tam bir uyum’ (mutabakat) içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman (olan Allah)ın yaratmasında hiçbir 'çelişki ve uygunsuzluk’ (tefavüt) göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder